Elindeki ile kanaat etmeyip daha fazlasını isteyenler, gerekli tedbirleri de almadıysa elindekinden bile olabilir. İnsanlar çoğu defa sahip olduklarını az görürler. Onu çoğaltmak için ya daha fazla uğraşır ya da çeşitli riskler alırlar. Bazen başarılı olurlar; ancak çoğu zaman elindekinden bile oluverirler.Bir bakkal düşünün ki elindeki pirinci satmak için içine taş karıştırıyor. Bunu da daha fazla kazanmak için yapıyor. Yaptığı kötü davranışı müşteriler fark ettiğinde kimse bir daha o bakkaldan alışveriş yapmayacaktır. Dolayısı ile daha fazla maddi kazanç elde etmek isterken, bakkal tamamıyla zarara uğrayacak, elindekinden de olacaktır.
Dimyat’a Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak Deyiminin Hikayesi
Vaktiyle, en iyi pirincin yetiştiği yer Dimyat’tır. Dimyat, Mısırda bulunan bir yerdir. Dünyanın dört bir köşesinden tüccarlar, pirinç mevsiminde buraya giderek yüklü miktarda pirinç alır ve memleketine götürerek satarlardı. Aslen Karamanlı olan ve Karamanda da buğday yetiştiren bir Türk tüccar da gemisi ile Dimyat’a gidip pirinç almak üzere yola çıkar. Henüz oraya varmadan gemisi korsanlar tarafından baskına uğrar. Zar zor kurtardığı canının sevinci ile İstanbul’a gelir. Elinde hiçbir şey kalmamıştır. Karaman’da yetiştirdiği buğdayları da başka tüccarlara sattığından o sene bulgur alacak ne parası, ne de yapacak buğdayı kalmıştır. O günden sonra, elindeki ile yetinmeyip, daha fazlasını isteyenler ve elindekinden de olanlar için ”Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu” deyimini kullanmışlardır.