Azıcık Aşım Ağrısız Başım
Elimizdeki küçük şeylerle yetinip, kanaat etmeyi bilirsek, daha rahat, daha huzurlu ve mutlu olabiliriz.
Büyük başın büyük derdi olur, diye bir atasözü vardır. Yüksek mertebelerde, işlerde olan insanların uğraştığı birçok sorun vardır. Onların üzerindeki sorumluluk çok büyüktür. Ancak az kazancı olsa da sorumluluğu olmayan işlerde çalışanların kafası rahat olur. Düşünmeleri gereken sıkıntılar, sorumluluklar olmaz.
Sıradan bir memur ile bir ülkenin başbakanını karşılaştıralım örneğin. Memurun tek sıkıntısı işlerini yetiştirmek ve mesai saati dolunca evine gitmektir. Oysa bir başbakanın durumu böyle midir? Bir kere onda mesai saati diye bir şey olmaz. Ne zaman nerede olacağı hiç belli olmaz. Sadece günü bitirmenin derdinde değildir. Bir yandan ülkenin ekonomik gidişatına kafayı takarken, bir yandan dış politikalarla ilgilenir. Bir yandan ihmal ettiği ailesini düşünürken, bir yandan kendisini hakaret niteliğinde eleştiren muhalefete cevap vermeye çalışır. Velhasıl kafasında sürekli kırk tilki dolaşır. Bu da onun sürekli baskı ve stres altında olmasına sebep olur. Evet, doğru belki bir memurdan daha fazla kazanmaktadır; ancak stresi, baş ağrısı da memurun stresi ve baş ağrısından çok daha fazladır.
Bu nedenle rahat etmek isteyenler, kazancı, maaşı yüksek olmasa da rahat ve sorumluluğu olmayan işlerde çalışmalı, böylelerinin gözü yükseklerde, zor işlerde olmamalıdır.