Veren El Alan Elden Üstündür
İyilikte, ikramda, yardımda bulunan kişi çok hayırlı bir iş yapmıştır. Kendisine verilen, ikram edilen veya yardımda bulunulan kişi olmaktansa; yardım eden, iyilikte bulunan olmak çok daha hayırlıdır.
Peygamber Efendimizin cömertlik ve iyilikle alakalı en güzel hadislerinden bir tanesi de ”Veren el, alan elden üstündür.” hadisidir. Bu söz ile gücü yerinde olan her insanın; düşküne, fakire, yetime yardım etmesi gerektiği vurgulanmıştır. İhtiyaç sahipleri, kendisine yapılan yardımları kabul etme hakkına elbet sahiptir ve bununla ilgili herhangi bir sakınca yoktur. Ancak başkasına yardım etmek, cömert olmak şüphesiz ki çok daha güzel bir durumdur. Elbette veren el olmak için üzerimize düşen vazifeler de bulunmaktadır. Bunların başında çalışmak, emek vermek ve dua etmek vardır. Bunların hiçbirisini yapmadığı; yani çalışıp emek vermediği için yoksul düşen kimsenin yardım alması veya istemesi de hoş değildir. Kendi elimizle getirdiğimiz fakirliğin bahanesi olmaz. Kişi çalışmadığı için fakirse, başkasından yardım dilenme hakkına da sahip olmamalıdır.
Dinimizdeki en güzel şeylerden birisi zekat vermektir. Zekat; cömertliğin, paylaşımın, sevginin ve fedakarlığın göstergesidir. Yardıma muhtaç insanlara karşılığını beklemeksizin yardım etmek kadar mutluluk verici başka bir şey olamaz. İyilikte bulunana Allah da iyilikte bulunur. Yardım edene Allah da yardım eder ve onu cenneti ile ödüllendirir. Maddi durumu yerinde olan her isan, kendi üzerine düşeni yaparsa belkide dünyada açlık, sefalet yaşayan kimse kalmayacaktır. Ancak maalesef ki insanlar paylaşmak yerine biriktirmeyi seçmişler. Son nefeslerinde öleceklerini hissetmelerine rağmen maldan, mülkten vazgeçemiyorlar. Yapacağımız her iyiliğin bu dünyada veya diğer dünyada bir karşılığı muhakkak olacaktır. O zaman paylaşmaktan, yardım etmekten korkmamak gerekir. Muhtaç olmaktansa muhtaç olunan olmalıyız. Çünkü veren el alan elden üstündür.