Azı Karar Çoğu Zarar
Her şey tam ölçüsünde tutulmalı, ne gereğinden fazlasına kaçılmalı ne de çok azı yapılmalı.
Dünyanın en faydalı şeylerine baksanız dahi, aşırısının zararlı olduğunu görürsünüz. Örneğin su, tüm canlılar için olduğu gibi, insanlar için de zaruri bir ihtiyaçtır. Ancak gereğinden fazlası tüketilmeye başlandığı anda, kişiye fayda yerine zarar getirir. Elbette ki bu durum sadece gıdalar için geçerli değildir. Hayatımızın her alanında geçerlidir. Çalışmanın da fazlası zararlıdır, ibadetin de; sevginin de aşırısı zararlıdır, nefretin de… Zenginliğin ve de yoksulluğun da…
Kimi insanlar, hırslarına kapılarak her şeyin aşırısına kaçarlar. Örneğin kilolu bir insan bir anda zayıflamak niyetiyle yemek yemeyi tamamen bırakır. O kişinin bu şekilde zayıflaması mümkün müdür? Evet, mümkündür fakat aslında o kişi zayıflayıp daha sağlıklı olmak yerine, zayıflayıp belki de sağlığından tamamen olacaktır. Aynı şekilde normal bir insanın, yemesi gerektiğinden çok daha fazlasını yemesi de ona zarar verecek ve sağlığından edecektir. Bu nedenledir ki her şey ölçüsünde, ayarında tutulmalı, kişiye faydalı olacak şekilde yapılmalıdır.
Peygamber Efendimiz, ibadetin bile aşırısından, fazlasından bizleri men etmiştir. Öyle ki zamanın sahabelerinden birinin karısı peygamberimizin yanına giderek, kocasının sürekli mescitlerde, şurada burada ibadet ettiğini, eve bile çoğu defa gelmediğini, böylece hem kendisini hem de çocuklarını ihmal ettiğini söylemiştir. Peygamberimiz ilgili şahısla görüşerek, ibadetini azaltmasını söylemiştir. Çünkü o da farkındadır ki her şeyin bir ölçüsü vardır ve bu ölçüden az veya fazla davranıldığında, bu durum kişiye veya çevresine zarar verecektir.