ÖZET
Hayatı Kısaca
Türk gazeteci ve yazar olan Suat Derviş 1903 yılında İstanbul’da doğmuştur. Gazetecilik hayatına Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde başlamıştır. O dönemin en üretken ve önemli gazetecileri arasındadır. Gazeteci kimliğinin yanında aynı zamanda iyi bir yazar olarak da bilinmektedir. Birçok roman, hikâye, eleştiri, çeviri ve makale yayımlamıştır. Suat Derviş’ in en bilinen eseri hiç kuşkusuz “Fosforlu Cevriye” dir. Aynı zamanda eserleri yabancı dillere de çevrilerek dünya çapına da yayılmıştır. Toplumcu gerçekçilik akımının en önemli temsilcisi olarak bilinmektedir. Ayrıca bunun yanı sıra Avrupa’ ya muhabir olarak gönderilen ilk kadın muhabir olarak bilinmektedir. Devrimci Kadınlar Birliğinin kurucusudur. Bununla birlikte ilk basın sendikasının beş kurucusundan birisi ve ilk başkanıdır. Suat Derviş her zaman kadın hakları savunucusu olarak anılmıştır. Zor durumda olan kadınların her zaman yanında olmuştur. Kadın hakları ve demokrasi alanlarında her zaman mücadele etmiş bir aktivisttir.
Eserleri
Roman: Buhran Gecesi (1924), Hiçbiri (1923), Kara Kitap (1921), Gönül Gibi (1928), Fosforlu Cevriye (1968), Hiç (1939), Ne Bir Ses Ne Bir Nefes (1923), Çılgın Gibi (1934), Yalının Gölgesi (1958)
İnceleme: Niçin Sovyetler Birliğinin Dostuyum? (1944)
UZUN
Suat Derviş Hayatı Uzun
Suat Derviş 1903 yılında İstanbul’un Moda kentinde doğmuştur. Ailesi oldukça varlıklı bir ailedir. Bu ailenin ortanca çocuğudur. Annesi onun ismini Hatice Suat ismini vermesine karşın Suat erkek ismi olduğu için kayıtlara Hatice Saadet olarak geçmiştir. Babası Darülfünunun kurucularından olan İsmail Derviş Bey, annesi ise Hesna Hanım’dır. Çok küçük yaşlardan itibaren eğitim görmeye başlamıştır. Çocukluğunda evde özel eğitim görerek Almanca ve Fransızca öğrenmiştir.
Çocukluğundan itibaren yazmaya ilgi duymuştur. Hatta Hezeyan başlıklı mensur şiirini çocukluk arkadaşı olan Nazım Hikmet 1918 yılında göndererek Alemdar gazetesinde yayımlatmıştır. Bu eser Suat Derviş’in yayımlanan ilk eseridir. Bu yıllarda Nazım Hikmet’in ona karşı tek taraflı aşk beslediği ile ilgili söylentiler çıkmıştır. Nazım Hikmet 1920 yılında Gölgesi adlı şiirini Suat Derviş’e ithafen yazmıştır. İlk romanı olan “Kara Kitap” 1921 yılında yayımlanmıştır. Bu kitapta genç ve ölüme mahkûm bir kızın son nefesine kadar geçen yaşamı, duyguları anlatılmaktadır. Latin harfleri ile yazdığı bir eseri de bulunmaktadır. Emine romanını 1931 yılında Latin harflerini kullanarak yazmıştır.
Suat Derviş Edebi Kişiliği
Bazı gazete ve dergilerde röportajları ve romanları yayımlanmıştır. Türkiye’nin toplumsal gerçekçi akımın ilk yayın organlarından olan “Yeni Edebiyat” dergisini yayınlamıştır. Bu dergisinde kısa öyküler, eleştiri yazıları ve fıkralar yazmıştır. 1944 tutuklanmaları sırasında eşi Reşat Fuat Baraner’i sakladığı ve yasadışı bir partiye katıldığı gerekçesiyle yargılanmıştır. Bu süreçte 1 yıl hapse mahkûm kalmıştır. Daha sonrasında Paris’e giderek burada 1953 – 1963 yılları arasında yaşamıştır. 1963 yılında Türkiye’ye dönerek roman yazımı ve yayınıyla uğraşmaya devam etmiştir. Ayrıca Devrimci Kadınlar Birliğinin kuruluşunda görev almıştır. Gerçekçi ve toplumsal edebiyatın gelişmesinde öncülük eden yazarlardandır.