ÖZET
Kısaca Hayatı
Muallim Naci 1850 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Ömer olan Muallim Naci, babası vefat ettikten sonra Varna’ya dayısının yanına gitti. Varna’da aldığı medrese öğreniminden sonra Varna Rüştiyesi’nde öğretmenlik yaptı. Sait Paşa’nın özel katibi görevinde de bulundu ve Rumeli ile Anadolu’nun pek çok kentini gezdi. 1867 yılından itibaren ilk şiirlerini yazmaya başladı. Şiirlerini yazarken takma ad olarak Naci’yi kullandı. İstanbul’a gelerek memuriyetten ayrıldı. 1867 yılında Tercüman-ı Hakikat isimli gazetesinin edebiyat sayfasını yönetti. Gazelleriyle üne kavuşan şair, eski tarz gazellerini Mesud-ı Harabi takma ismiyle yayımladı. Mecmua-i Muallim dergisini çıkardı ve buranın yanı sıra Tarik, Saadet, İmdadü’l Midad, Mirsat ve Mürüvvet dergilerinde yazılarını yazmaya devam etti. 13 Nisan 1893 yılında öldü.
Eserleri
Şiirleri: Sümbüle, Köylü Kızların Şarkısı, Ateşpâre, Fürûzan, Şerâre, Dicle
Eleştirileri: Yazmış bulundum, Demdeme
Tiyatro: Hamiyet, Heder
Sözlük: Lûgat-i Naci
Hatıra: Ömer’in Çocukluğu
UZUN
Muallim Naci Hayatı Uzun
1850 yılında İstanbul’da doğdu. Medrese eğitimi alan Muallim Naci, Varna Rüştiyesi’nde öğretmenlik yaptı ve Sait Paşa’nın katibi olarak görev aldı. Memuriyet yaşamına son verdikten sonra edebiyata yöneldi. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde edebiyat sayfa yöneticisi oldu. Galatasaray Lisesi ile Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat öğretmenliği yaptı. Aruz ölçüsünü kullandı. Sanat yaşamıyla Servetifünun sanatçılarını etkileyen bir şair olmuştur. Dönem yeni edebiyat tarzına dönüştü ve ağırlığın yeni edebiyata yönelmesiyle, eski edebiyat temsilcilerinden biri olarak değerlendirildi. Muallim Naci etrafındaki genç şairlerle sürekli bir tartışma içindeydi. Aynı zamanda Recaizade Mahmut Ekrem ile de yaptığı tartışmalar Türk edebiyatına yeni bir soluk getirmiştir. Şair kimliğinin yanı sıra sözlük çalışmaları da yaptı. Ayrıca Alphonse de Musset, Victor Hugo, Emile Zola, S. Prudhomme’den Türkçe’ye çeviriler de yapmıştır.
Muallim Naci Edebi Kişiliği
Muallim Naci eski edebiyat sanatçılarından sayılmış ve eski edebiyatı savunan bir şair olmuştur. Bu özelliğiyle Ziya Paşa’ya benzetilmektedir. Fransız edebiyatını öğrenmiş ve Batılı anlamda şiir örnekleri de yazmıştır. Tamamen Batılı anlayışı kabul etmemiş, Türk kültürünü savunmuş ve batıdan aldığı yenilikleri şiirlerine yansıtmıştır. Kafiyenin göze hitap etmek için olduğu düşüncesini Recaizade Mahmut Ekrem ile kafiye üzerine yaptığı tartışmadan anlıyoruz. Recaizade Mahmut Ekrem’in eseri olan Zemzeme’ye karşılık Muallim Naci Demdeme isimli eleştiri yazmıştır. Eski-yeni üzerine tartışmalarına hükümetin müdahale edince son bulmuştur. Eski şiir geleneğini savunmuş ve halk edebiyatı nazım şekillerini kullanarak da eserler ortaya çıkarmıştır. Gazallerini Mesud-ı Harabi isimli mahlas ile yazarken, hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Hulusi mahlasını kullanmıştır. Köylü Kızların Şarkısı şiiriyle edebiyatımızda ilk kez köy yaşamından söz edilmişti. Mehmet Akif ve Tevfik Fikret’in sanat anlayışından etkilenmiştir. Tiyatro, eleştiri, sözlük, anı, çeviri türlerinde de eserleri mevcuttur. Gerçek ismi Ömer’dir.