Çalışan Gazeteciler Günü
Çalışan Gazeteciler Günü, 1961-1971 yılları arasında ”Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmış ancak 1971 yılında gazetecilerin bazı haklarına getirilen sınırlamalarla birlikte, bu gün de bayram olmaktan çıkarılmış gün olarak anılmaya başlanmıştır.
Gazeteciler, ülkede ve dünyada meydana gelen herhangi bir olayı, durumu veya gelişmeyi yazıp insanlara duyurmakla görevlidir. Tüm bu gelişmeleri bizlere sunmak için kimi zaman uzun yolculuklara çıkmak, kimi zaman da tehlikeli maceralara yelken atmak zorunda kalırlar. Onlar, haber yapmak için her türlü zorluğu göze almalıdır. Bir anne nasıl ki doğumda zorlanırsa, gazeteciler de o misali zorlanır sancı çeker. Haber yapmak da bir o kadar sancılı bir süreci kapsar. Televizyonlardan her dönem duyuyoruz gazeteci haberlerini. Ya bir saldırıya uğruyor, ya öldürülüyor ya da esir ediliyorlar. Sadece işini yapmaya, ekmeğini kazanmaya çalışan gazetecilere yapılan saldırılar asla hoş görülmemeli, onlara saldıran her kim olursa en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Devlete bağlı adamlar veya koruma görevlileri bile gazetecilere karşı saldırgan bir tutum takınıyorsa varın gerisini siz düşünün. Bir gazetecinin en doğal hakkı gördüğü şeyi haber yapmaktır. Devletin sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisi de şeffaflıktır. Bir ülke, gazetecilere karşı olumsuz tavırlar takınıyor, onlara saldırıyor ve haber yapmasına karşı çıkıyorsa, şeffaflık ilkesi tamamen ihlal edilmiş demektir.
Düşünce ve basın özgürlüğüne en çok sahip olması gereken kişiler gazetecilerdir. Hatta devlet baba, onları bu konuda yüreklendirmeli, kendileri için iyi bir muhalefet olarak görmelidir. Yaptığı bir haber için tehdit edilen, hapsedilen bir gazetecinin hazin sonu, tüm gazetecileri etkileyecek ve zamanla pasif bir gazeteci topluluğu vuku bulacaktır. Bunu önleyecek kişiler de cesur gazetecilerdir.