Can çıkmayınca huy çıkmaz
Huy, insanın çoğu kez yaradılışla getirdiği veya sonradan edindiği mizaç, karakter, tabiattır. Huyun oluşmasında en büyük etken genler olsa da çevresel faktörler de onun şekillenmesinde, gelişmesinde veya değişmesinde son derece etkili olmaktadır. Kesin olan bir şey vardır ki, huyların öyle kolay kolay geçmeyeceği, çıkmayacağıdır.
İnsanlar türlü türlüdür. Davranışları, sözleri, fiziki yapıları aynı değildir. Karakteristik özellikleri de son derece farklıdır. Kiminin özünde cimrilik, kiminin özünde cömertlik vardır. Kimisi en küçük şeye bile çabucak öfkelenirken, başkası büyük olaylarda bile öfkesini hakimiyeti altına alabilmektedir. Ancak kim nasıl bir huya sahipse, onun dışına pek de çıkamamaktadır. Örneğin özünde cimri olan birinin cömertçe davranması, sahip olduklarını diğer insanlarla paylaşması pek mümkün değildir. Çünkü bu huyu daha doğmadan şekillenmiş ve doğumdan sonra da muhtemelen daha fazla güçlenmiştir. Çevresel faktörler her ne kadar huylarda belli bir değişim oluşturmaya çalışsa da bunda tam anlamı ile başarılı olamaz. Bahsettiğimiz gibi huyunda cimrilik olan birinin çeşitli sebeplerle cömert olmaya çalışması belki onun davranışlarını değiştirir fakat içinde yaşadığı psikolojik durum hep aynı kalır. Ve eninde sonunda bir yerde patlak verir. Örneğin özünde cimrilik bulunan biri, İslam dini ile tanıştığında, bu dinin en büyük gereklerinden birinin cömertlik olduğunu öğrenir. Artık cömert olması gerektiğini aksi takdirde Allah’ın ondan hoşnut olmayacağını öğrenir ve cömert davranmaya, elindekini dağıtmaya, paylaşmaya başlar. Fakat ne yaparsa yapsın, içindeki o cimrilik mizacı onun peşini bırakmayacaktır. O kişi hem paylaşacak hem de paylaştığı için içten içe acı hissedecektir.
İşte huy böyle bir şeydir. Atalarımız ”Can çıkmayınca huy çıkmaz.” derken tam da bunu kastetmişlerdir. Madem kişi sahip olduğu huyun dışına çıkamıyor, onu olduğu gibi kabullenmek, pek de yadırgamamak gerekiyor. Birini tabiatından farklı hale sokmaya çalışmak çoğu defa nafiledir. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, onu huyundan vazgeçiremeyiz. Evliliklerde de bu atasözünü dikkate almak gerekir. Eşinin kötü bir huyu olduğunu bilen kişi, ille de onu değiştirmek yerine, kabullenmeli, onu öyle sevmelidir. Aksi takdirde huy çıkmayacak ve eşler arasında huzursuzluklar oluşacaktır.