Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın Kompozisyon

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın

Bazı insanlar kendisine zararı olmayan kişilerin, başkasına zararı olsa bile, ne yaptığı ile ilgilenmez, onların yaptığı kötülüklere karşı çıkmazlar. Bu tür insanlar sadece kendi menfaatlerini düşünürler. Başkasının hayatı, başkasının zulme, haksızlığa uğraması umurlarında bile değildir.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın atasözü bencilliğin, düşüncesizliğin göstergesidir. Bu düşünce ile hareket eden insanlar, kendilerinden başkasını sevememiş, onurdan da yoksun insanlardır. Kişi, çevresinde yapılan haksızlıklara gücü yettiğince engel olmuyorsa, başkasının iyiliği, güzelliği için de bir şeyler yapmaya gerek duymuyorsa hatta bundan zevk alıyorsa insanlık duygularından yoksun demektir. İslam peygamberi Hz. Muhammed bile zulme karşı gelmek gerektiğini defalarca ifade etmiştir. Yapılan bir zulme fiziksel müdahale etmeyi, kişinin buna gücü yetmiyorsa sözle müdahale etmeyi, buna da gücü yetmiyorsa en azından içinden buğz ederek, lanetleyerek karşı çıkmasını tavsiye etmiştir. Zira yapılan haksızlıkların yarın bizlere de yapılmayacağının garantisi yoktur. Eskiden beri kullanılan, eylemlerde, mitinglerde kullanılan bir slogan vardır: ”Susma, sustukça sıra sana gelecek.” Evet, başkasına yapılan haksızlığa ses çıkarmayan, bir gün mutlaka kendisi haksızlığa uğrayacaktır. Bu nedenle haksızlık, zulüm artmadan birlik içinde olup onu önlemek gerekir.

Bencillik, sadece kendini düşünme, iyi insanların yapacağı bir şey değildir. Örnek alınacak insan, başkasının da hayatını düşünen, başkasına da yardım eden insandır. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı, kabul edilebilecek bir mantık değildir.
 —SON—

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın Hakkındaki Düşüncelerim
Bu atasözü, neredeyse tüm kaynaklarda yukarıda anlattığım şekilde ele alınmıştır ve en çok eleştirilen, atalarımızın söylemiş olduğu kabul edilmeyen, bize başka topluluklardan geldiği ifade edilen bir sözdür. Çoğuna göre, aramızda fitne fesat çıkarmak isteyenler tarafından dilimize sokulmuştur. Oysa aslında ben bu konuda farklı düşünüyorum. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, atasözüne iki farklı açıklama getiriyorum:

Birincisi şudur ki ”Atalarımızın anlatmak istediği aslında yukarıda anlatıldığı gibi değildir. Yani onlar, başkasına dokunan ama bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek istememişlerdir. Onların ifade etmek istediği ”insanlara zararlı olmayan şeylerin yaşamaya devam edebileceğidir.” Örneğin bir hayvanın, insanlara hiçbir zararı yoksa, neden öldürülsün ki, bırakalım, yaşamaya istediği kadar devam etsin” mantığı güdülmüştür. Anlayacağınız, ”Bana” ifadesi, aslında tüm insanları kapsamaktadır.

İkincisi de şudur: ”Bilindiği gibi atasözleri kulaktan kulağa duyularak bugünümüze ulaşan anonim sözlerdir. Burada sorulması gereken şudur: ”Atalarımız, dört dörtlük insanlar olmak zorunda mı? Onların da hataları, yanlışları, kötü tarafları olamaz mı?” Belki de bencil biri zamanında çıkıp da bu sözü söyledi ve bazı insanlar tarafından da benimsenip günümüze kadar getirildi. Bu atasözünü kabul etmemek, öz eleştiriye açık olmadığımızın göstergesidir. Yahu tamam, atalarımız iyi olabilir; fakat hiç kimse de sütten çıkmış ak kaşık değildir. Demek ki onlar da yanlış düşünebiliyor, bencil davranabiliyormuş.

Yorum yapın