Zahmetsiz Rahmet Olmaz
İstenilen güzel ve faydalı şey için çok çalışıp cefa çekmedikçe sefa sürmeyi beklememek gerekir. Kişi sefa sürmek istiyorsa her şeyden önce cefasını çekecek. Hiç kimse para, başarı, mutluluk gibi güzellikler gökten gelmez. Bunlar, tamamen kişinin kendi çabaları, fedakarlıkları ile elde ettikleri şeylerdir. Her güzelliği elde etmenin de bir bedeli vardır. Önce bu bedel ödenmeli ki kişi istediğine kavuşabilsin.Bal, dünyanın en tatlı, en faydalı, aynı zamanda en pahalı gıdalarından birisidir. Ancak elde edilmesi de bir o kadar zor, bir o kadar meşakkatlidir. Bal yemek isteyen birinin öncelikle arılara katlanması, onların zehirli iğnelerini göze alması gerekir. Zira arı balını yaptıktan sonra getirip kendi isteğiyle onu soframıza bırakmaz. Bu iş için kovan lazım, yer lazım, arıları beslemek, kovanları temizlemek lazım. Tüm bunları yaparken bazen arılar tarafından sokulmak da lazım. İşte bunları göze alan birisi balını da afiyetle yiyecektir. Ancak bal gelsin soframa girsin demek, sadece güzel bir hayale dalmaktır. Armut piş, ağzıma düş mantığı ile hareket edenler, o armudu daha çok beklerler. O armut tesadüfen düşecek olsa bile ağza değil, kafaya düşecektir ve kişinin belki kafasını bile yaracaktır. İnsan armut yemek istiyorsa ağaca çıkmayı da bilecektir. Elbette her şeyden önce bir armut fidanı dikmeyi ve onu yetiştirmeyi de bilecektir.
İstenilen güzel ve faydalı şey için çok çalışıp cefa çekmedikçe sefa sürmeyi beklememek gerekir. Kişi sefa sürmek istiyorsa her şeyden önce cefasını çekecek. Hiç kimse para, başarı, mutluluk gibi güzellikler gökten gelmez. Bunlar, tamamen kişinin kendi çabaları, fedakarlıkları ile elde ettikleri şeylerdir. Her güzelliği elde etmenin de bir bedeli vardır. Önce bu bedel ödenmeli ki kişi istediğine kavuşabilsin.Bal, dünyanın en tatlı, en faydalı, aynı zamanda en pahalı gıdalarından birisidir. Ancak elde edilmesi de bir o kadar zor, bir o kadar meşakkatlidir. Bal yemek isteyen birinin öncelikle arılara katlanması, onların zehirli iğnelerini göze alması gerekir. Zira arı balını yaptıktan sonra getirip kendi isteğiyle onu soframıza bırakmaz. Bu iş için kovan lazım, yer lazım, arıları beslemek, kovanları temizlemek lazım. Tüm bunları yaparken bazen arılar tarafından sokulmak da lazım. İşte bunları göze alan birisi balını da afiyetle yiyecektir. Ancak bal gelsin soframa girsin demek, sadece güzel bir hayale dalmaktır. Armut piş, ağzıma düş mantığı ile hareket edenler, o armudu daha çok beklerler. O armut tesadüfen düşecek olsa bile ağza değil, kafaya düşecektir ve kişinin belki kafasını bile yaracaktır. İnsan armut yemek istiyorsa ağaca çıkmayı da bilecektir. Elbette her şeyden önce bir armut fidanı dikmeyi ve onu yetiştirmeyi de bilecektir.
Dünyanın en güzel, en basit gibi görünen şeyi yemek emektir ki onun bile belli bir zahmeti vardır; zira onu da çiğnemek, çaba sarf etmek gerekir.