ÖZET
Hayatı Kısaca
Manisa’da tanınmış Karaosmanoğlu ailesine mensup, Abdülkadir Bey ile İkbal Hanım’ın çocuğu olarak 1889 yılında Mısır Kahire’de dünyaya gelmiştir. 1833 yılında Manisa işgali zamanında, babasının Kavalalı İbrahim Paşa’ya yakınlık göstermesi sonucunda Mısır’a yerleşmişlerdir. Ailenin ikinci çocuğudur. İbrahim Paşa’nın ölümü üzerine yurda dönmüştür. Türk toplumunun Tanzimat Dönemi’nden itibaren geçirdiği değişiklikleri anlatan yazar, diplomat, gazeteci ve şairdir. 13 Aralık 1974 yılında Ankara’da ölmüştür.
Eserleri
Nur Baba(roman, 1922), Kiralık Konak(roman, 1922), Ankara(roman, 1934), Panorama(roman, 1953), Hep O Şarkı(roman, 1956), Sodom ve Gomore(roman, 1928), Hüküm Gecesi(roman, 1927), Bir Serencam(öykü, 1914), Ceviz(öykü, 1925), Milli Savaş Hikâyeleri(öykü, 1947), Rahmet(öykü, 1914), Nirvana(oyun, 1909), Mağara(oyun, 1934), Veda(oyun, 1929), Sağanak(oyun, 1929).
==================================================================================================
UZUN
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Hayatı Uzun
İlköğrenimini Manisa’da tamamlamıştır. 1903 yılında ise İzmir İdadisi’nde eğitimine devam etmiştir. Şehabettin Süleyman ile uzun zaman sürecek olan arkadaşlığı bu dönemde başlamıştır. Edebiyata ilgisi çocukluk yıllarından itibaren her zaman olmuştur ve buradayken daha da ortaya çıkmıştır. Babası ölünce, buradaki eğitimine devam edememiştir. 1905 yılında annesiyle birlikte Mısır’a gitmiştir. Mısır’da Jön Türkler ile tanışmış ve burada kalmak istemiştir. Jön Türkler sayesinde siyasete ilgi duymuştur.İskenderiye’de bir Fransız okulunun yanı sıra İsviçre Lisesi’nde eğitim görmüştür ve orta öğrenimini tamamlamıştır. Bu dönemde Fransızca öğrenmiştir ve ünlü batılı yazarları okuyarak etkilenmiştir. Türk adlı dergide bu eserlerden çeviriler yaparak yayımlamıştır.
1908 yılında ailesi ile birlikte yeniden İstanbul’a dönmüştür. Balkan Savaşı’na kadar da burada yaşamaya devam etmiştir. Bu arada Hukuk Okulu’na kaydolmuştur ama üçüncü sınıfa kadar okuyabilmiştir. 1909 yılında Şehabettin Süleyman sayesinde Fecr-i Ati topluluğuna dâhil olmuştur. Edebiyat yaşamına ise Servet-i Fünun Dergisi’nde yazdığı öyküler ile devam etmiştir.
Yahya Kemal ile Nev- Yunanilik ismini verdileri bir devrim yapmak istemişlerdir ama ilgi toplayamamışlardır. Doğu mitolojisine ilgi duymuştur ve bu ilgisi sayesinde Kısıklı Bektaşi tekkesine gitmiştir. Buradaki gözlemleri ona Nur Baba isimli eserini yazdırmıştır. Tepkilerden korkması ve İsviçre’ye gidecek olması sebebiyle kitabı yayımlamamıştır.
Ruh betimlemelerine yer veren eserler yayımlamıştır. Bunun yanı sıra kadın sorunları hakkında Peyam Gazetesi’ne makaleler yazmıştır. Bir süre Üsküdar İdadisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği görevinde yer almıştır. 1912 yılında tüberküloz hastalığına yakalanmıştır ve 1916 yılında İsviçre’ye tedavi amaçlı gitmiştir.
Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra turda dönmüştür. Savaş yıllarında olan olaylar eserlerine yansımıştır. Düşüncelerini değiştirerek toplum için sanat anlayışını benimsemeye başlamıştır. 13 Aralık 1974’de ölmüştür.
Edebi Kişiliği
Türk romanında ilk defa Karaosmanoğlu, toplumsal koşullara uygun bilinçli olarak gerçek bir kişilik kazandırma çabasına girmiştir. Edebiyatın Anadolu’ya açılmasındaki rolü büyüktür. İyimser ve devrimci olarak görünürken, umutlarını zamanla kaybetmiş ve devrimci yönünden vazgeçmiştir. 1955 yılından itibaren sadece anı kitapları yazmayı tercih etmiştir.