SOSYAL MEDYANIN ETKİLERİ
Devir değiştikçe, insanoğlunun uğraşıları da değişiyor veya gelişiyor. Günümüzün belki de en önemli uğraşısı sosyal medya mecraları… Facebook, Twitter, İnstagram, Youtube, Google Plus ve sayamadığımız onlarca mecra, insanların en çok zaman geçirdiği uğraşılar arasında. Peki, bu sosyal medya mecraları hayatımız ne şekilde etkiliyor, olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir?
İnternet, web siteleri ve tüm sosyal medya sistemlerinin insan üzerindeki olumlu etkileri yadsınamaz bir gerçek. Her şeyden önce birbirlerinden bihaber olan insanlar bu sistemler sayesinde etkileşimde bulunabiliyor, ortamlara katılabiliyor veya duygu ve düşüncelerini ifade edebiliyor. Hatta onlarca yıldır görmediği bir sevdiği ile anında iletişime geçebiliyor; ne var ki sosyal medya kullanımı özellikle ülkemizde öyle bir hal aldı ki olumlu etkileri olumsuz etkilerinin gölgesinde kalmaya başladı. İnsanların herhangi bir amaç uğruna yalan yanlış haberler yaparak bunları çeşitli yayın organlarında paylaşması, insanların din, inanç sistemleri altında istismar edilmesi, kışkırtılması artık sosyal medyada çok daha kolay gelmiş durumda.
Elbette ki bunun bir çaresi var. Nedir çaresi? Medya okuryazarlığı… Bence gerek çocukların gerekse de yetişkinlerin mutlaka medya okuryazarlığı konusunda eğitilmesi gerekiyor. Gerçek habercilik ile yalan haberciliğin nasıl ayırt edilebileceğinin, sunulan her habere inanılmaması gerektiğinin anlatılması gerekiyor. Ancak bu durumda sosyal medyanın olumsuz etkilerini en aza indirebiliriz.
Sosyal medya mecraları, insanların olduğundan farklı görünmesine de sebep olabiliyor. Gerçekte çok mutsuz olan bir insan, bir sosyal medya alanında kendisini dünyanın en mutlu insanı gibi gösterebiliyor. Bunu kanıtlamak için de kendince yaptığı gündelik etkinlikleri sürekli paylaşma ihtiyacı hissediyor. Öyle ki çoğu insan, attığı her adımı, yediği her lokmayı paylaşıyor.
Bana kalırsa sosyal mecraların amacı bu değil. Sosyal medya insanların duygu ve düşüncelerini paylaşma, bir yanlışı düzeltme, herhangi bir toplumsal sorunun ortadan kaldırılması konusunda el birliği yapma gayesi güden bir alan olmalı.
Benim en çok öenm verdiğim hususlardan bir tanesi kendim olmaktır. Kimseye kendimizi kanıtlamak, olduğumuzdan farklı göstermek mecburiyetinde değiliz. Mutsuz olduğumuz halde kendimizi mutlu göstermek ve insanları bu şekilde inandırmak, bizim mutsuzluğumuza hiçbir şey katmayacaktır. Özetle diyorum ki lütfen önce gerçek hayatınızı yaşayın, kendinizi kimseye kanıtlama çabası içinde olmayın. Kendinize güvenin, insanları sevin.