Nevruz Bayramı
21 Mart günü Nevruz Bayramıdır. Bu günün bayram olarak kabul edilmesinin amacı ilkbaharın ilk günü olmasıdır. ”Yeni” anlamına gelen ”nev” ve ”gün” anlamına gelen ”ruz” kelimelerini birleşimi ile ”Yeni Gün” kavramı ortaya çıkmıştır.
Nevruz, doğa ananın yeniden dirilişidir. Kış boyunca ölü gibi duran, dinlenmeye çekilen tabiatın yeniden uyanışıdır. Simgesi ise Nevruz çiçekleridir; zira nevruzlar, en erken açan çiçeklerdir. Köy çocuklarının belki de en önemli eğlencelerinden birisi bahar gelince dağlarda, kırlarda nevruz toplamaktır. Bulunan her bir nevruz çiçeğine, bir hazine bulmuş gibi sevinir onlar. Sonunda ellerinde bir deste nevruz ve yüreklerinde neşe ile evlerine dönerler. Rengarenk çiçeklerle bezenmiş yemyeşil doğa ve şırıl şırıl akan dereler adeta cenneti anımsatır. Cennet dedikleri bu mu diye düşünmeden edemez insan. Dünya bir anda değişmiş olur. Sonbaharda yapraklarını döküp, sanki bir daha hiç yeşermeyecek gibi cansız duran ağaçlar kısa bir sürede çiçeklenir ve ardından yeşile boyanır. İlkbaharın olduğu yere dünyanın dört bir köşesinden rengarenk, cıvıl cıvıl kuşlar akın eder. Yuva kurmaya, birbirine serenat yapmaya, cilveleşmeye başlar. Eşini seçen yuvasını kurar ve yuvasının kuşu olur. Ekin tarlalarının yeşili ile gök mavisi birleşince muhteşem bir renk uyumu sağlanır.
İlkbahar ki mevsimlerin en güzeli, en nazeninidir. Güzel olur; ama tez biter. Ancak bir günü bile insanı bir yıl mutlu etmeye yeter. Beton caddelere kendimizi hapsetmiş bizler, artık doğaya çıkmalıyız. Hayatın tüm güzellikleri doğada. Saflık, temizlik, nefes, koku orada. Beş duyu organımızı en mükemmel şekilde kullanacağımız yer doğadır. Doğa ile irtibatımızı kesmeyelim. en azından arada bir dağlara, kırlara çıkıp koşalım, çiçekler toplayalım, derin derin nefes alalım. Doğa anaya sarılalım.