Kütüphaneler Haftası
Mart ayının son pazartesi günü Kütüphaneler Haftası olarak kutlanmaktadır. Kitap ve kitap okuma sevgisinin aşılanması, insanların kütüphanelere ilgi duyması açısından bu haftada yapılan etkinlikler büyük bir önem arz eder. Özellikle okullarda yapılan çeşitli etkinliklerle, öğrencilerin kütüphaneler hakkında bilgi sahibi olması ve kütüphaneleri hayatın bir parçası olarak görmesi amaçlanır. Okunan şiirler, yapılan yarışmalar, söylenen özlü sözler, bu konuda yeterince başarılı olmaktadır.
Bir ülkenin kalkınmışlığını, o ülkenin sahip olduğu kütüphane sayısından anlamak mümkündür. Dünya devletlerine bakıldığında, dünyanın en ileride olan ülkelerinin, aynı zamanda en çok kütüphaneye sahip olduğu açıkça görülmektedir. Ülkemizde maalesef kitap okumaya ve kütüphanelere verilen önem gerilerdedir. Birçok devlet ile karşılaştırıldığında, ülkemizin kitap okumaktan ve kütüphaneleri kullanmaktan ne kadar uzak olduğu görülmektedir. Hele ki ülkemizdeki kahvehane sayısı ile kütüphane sayısı kıyaslandığında ortaya gerçekten de rezil bir durum çıkıyor. İstatistiklere göre Türkiye’de ortalama 1420 kütüphane bulunurken, kahvehane sayısı 570.000’dir. Anlayacağınız 49.000 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşüyor. Burada da okumaya ve kütüphanelere verdiğimiz önem açıkça çıkıyor ortaya.
Gelişmişliğimizle, kalkınmışlığımızla övünürken dünya genelinde seyreden tablo içler acısı bir durumda. Düşünün ki kitap okuma konusunda geri kalmış birçok Afrika ülkesinin bile çok gerisindeyiz. Dünyanın ortalama kitap okunma oranı, bizim ülkemizin ortalama kitap okuma oranının tam üç katı. Yani maalesef son sıralarda yer alıyoruz. Kitap okumaya önem vermeyen bir toplumun gelişmesi çok zordur. Belli bir süre gelişme göstersek dahi, geleceğimiz büyük bir tehlike altındadır.
Bu konuda elbette ki en büyük görev önce anne ve babalara, sonra da öğretmenlere düşmektedir. Anne babalar kitap okuyarak çocuklarına örnek olmalıdır. Öğretmenler de okul yaşamında hem öğrencilerine örnek olmalı hem de çocuklara kitabı sevdirecek etkinlikler düzenlemelidir. Gerçi kalıp plan ve programlara körü körüne sadık kalan, bunların dışına çıkamayan eğitim sistemimizde kitap okumaya ayıracak pek vakit olmuyor; ama yine de fedakarlık gösterilirse aşılamayacak sorun yoktur.
Kütüphaneler, ülkenin zenginliğidir. Bu zenginliklerden faydalanmamak akıl karı değildir. Hepimiz okumaya büyük önem vermeli, kitap okumayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Ne zaman ki kitap ve kütüphanelerin önemini gerçek manada anlarsak, işte o zaman gerçek manada kalkınmış, gelişmiş oluruz.