Evliya Çelebi Hayatı Kısaca

ÖZET
Kısaca Bilgi
Evliya Çelebi 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul’da Dünya’ya gelmiştir. Babası saray kuyumcu başı görevini üstlenen Mehmet Zılli Efendi’dir. Evliya Çelebi’nin ailesi aslen Kütahyalıdır ancak fetihten sonra İstanbul’a yerleşmişlerdir. Tahsil hayatını çok iyi bir şekilde tamamlamıştır. İlk olarak mahalle mektebine gittikten sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi’ne devam etmiştir. Buradaki eğitimini yedi yıl sürdürmüştür. Daha sonra saraya özgü okullardan olan Enderun’a gitmiştir.
Okul hayatının haricinde özel hocalar tarafından Kuran-ı Kerim, güzel yazı, Arapça ve yabancı dil dersleri de almıştır. Kuran-ı Kerim’i ezberlemiş ve bu sayede hafız olmuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra sarayda görevini sürdürmüştür. Yapmış olduğu işler sayesinde padişahın ve devletin önde gelenlerinin takdirini kazanmıştır.
Her ne kadar bu sebeplerden ötürü yüksek görevlere getirileceği düşünülse de Çelebi’nin hedefleri farklıydı. Küçük yaşlarından itibaren içerisinde gezi arzusu bulunduğu için gezmeyi düşünmüştür. İlk gezisini İstanbul ve çevresini gezerek yapmıştır. 50 yıl boyunca gezmiştir. Gezmiş olduğu yerlerin arasında nereyse Osmanlı sınırları arasında yer alan tüm vilayetler bulunuyordu. Son gezdiği yer Mısır olan Evliya Çelebi 1682 yılında vefat etmiştir.
Eserleri
Seyahatname(İlk sekiz cildi 1898 – 1928’de, son iki cildi 1935-1938)
UZUN
Evliya Çelebi Hayatı Uzun
Çelebi’nin güzel sanatlara karşı eğilimi bulunuyordu. Babasından almış olduğu özel dersler sayesinde eğiliminin altında yatan bu yeteneğini geliştirmiştir. Şiir ve müziğe büyük ilgisi vardı. Şiir yazıp güzel şarkılar söylemekteydi. Dayısı olan Melek Ahmet Paşa’nın sayesinde 4. Murat’ın takdirini kazanmıştır ve 24 yaşındayken 4. Murat’ın sanat danışmanlığına atanmıştır. 1653 – 1639 seneleri arasında bu görevde kalmıştır. Evliya Çelebi gezme, inceleme ve araştırma konularına oldukça meraklıydı ve bu merakı onun rüyalarını süslüyordu.
1630 senesinde görmüş olduğu bir rüya onu harekete geçirmiştir ve gezilere başlamasına yardımcı olmuştur. Rüyasında Peygamber ile karşılaşıp onun kendisinden bir dileği olup olmadığını sormuştur. O da şefaat diyeceğine yanlışlıkla seyahat demiştir ve Peygamberde Evliya Çelebi’nin bu istediğini gülümseyerek kabul etmiştir. Uyandığı zaman görmüş oluğu rüyaya oldukça sevindi ve İstanbul’un iyi yorumcularına koşarak rüyasını anlattı. Rüya yorumcularından birisi “Önce İstanbul’umuzu yaz” dedikten sonra Seyahatnamenin 1. Cildi olan İstanbul Tarihi’ni henüz 20 yaşındayken yazmaya başlamıştır.
Edebi Kişiliği

 

Eserinden dil ve edebiyat yönünden olduğu kadar dinler tarihi, topografya, tarih, yerel tarih açısından da faydalanılmaktadır. Edebiyatımızı incelediğimiz zaman gezi türünün ilk örneklerini vermiştir ve usta bir gözlemcidir. Anlatımında abartılı değildir, Divan nesrinin kalıplarını da yıkmıştır. Seyahatnameyi oluştururken sadece gördüğü yerleri yazmamıştır bununla beraber gezdiği yerin yapısıyla tarihi ile ilgili araştırmalar da yapmıştır. Gezmiş olduğu yerleri edebi ve ağır bir dille değil de konuşma ağzıyla anlatmıştır. On ciltten oluşmakta olan Evliya Çelebi Seyahatname Türk Tarihi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir ve sade bir dille kaleme alınmıştır. 

Yorum yapın