HER YÖNÜ İLE ELAZIĞ
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en güzel illerinden, hatta belki de en güzel ili olan, Elazığ’ı çok duymuştum; ancak bir türlü gezip görme fırsatı bulamamıştık. Elazığ, halamın da gelin gittiği ve 16 yıldır orada yaşadığı bir ildi. Babam, seyrek de olsa halamı ziyarete gider; ancak beni yanında götürmezdi. Nihayet geçen ay, Elazığ’a gideceğini, istiyorsa benim de onunla gidebileceğimi söyledi. Zaten çok merak ettiğim bir ilimizdi ve teklifini çok büyük sevinç ve heyecanla kabul ettim.
Yolculuğumuz, cuma günü akşam, yani üç gün sonra başlayacaktı. Babam öğretmen olduğu için cuma günü de okula gidecek, ders çıkışı gelip yemeğini yiyip hazırlandıktan sonra da çıkacaktık. Nihayet cuma günü geldi ve saat 22:30’da kalkacak olan otobüsümüze binmek için otogarın yolunu tuttuk. Annem, yolda yememiz için bir şeyler hazırlamıştı. Heyecanla geçen otobüs yolculuğumda, otobüsün mola verdiği yerlerde ben de annemin hazırladığı bu nefis böreklerden yiyordum. Tabii babamla beraber…
Nihayet Elazığ’a varmıştık. Eniştem arabası ile Elazığ otogarına gelip bizi aldı ve eve geçtik. Halam, yorgunluğumuzu alması için hemen bir kahve pişirdi, içtik. Biraz muhabbetten sonra da akşam yemeğini hazırlamak üzere mutfağa geçti ve yemekten sonra da dinlenmek üzere herkes kendi odasına geçti. Eniştem, pazar günü beni gezdirmek için söz vermişti. Sabah olmasını dört gözle bekliyordum. Yolculuk boyunca hiç uyumadığım için hemen de dalıvermiştim; aksi halde heyecandan sabaha kadar gözüme uyku girmezdi.
Nihayet sabah oldu ve erken bir saatte uyanıp kahvaltımızı yaptık. Eniştem, gezi programını yapmıştı bile. Önce Sivrice ilçesinde bulunan Hazar Gölü’ne, oradan geri dönüp Keban ilçesine gidecek ve dönüşte de Harput’a çıkacaktık.
Sivrice’ye doğru yol almaya başladık. Yaklaşık yarım saat sonra, Türkiye’nin en derin gölü özelliğine sahip olan Hazar Gölü kıyısına vardık. Bir doğu ilinde bir plaj olacağını tahmin etmezdim doğrusu. Biraz bakımsız da olsa büyük bir plaj vardı bu göl kıyısında. Hemen etrafında da piknik yerleri, restoranlar ve tatil için kiralanan evler vardı. Bir süre bu güzellikleri izleyip kıyıda dolaştıktan sonra Sivrice ilçe merkezine küçük bir yerdi zaten. Ama o büyük caminin avlusundan göl manzarasını seyretmek harikaydı.
Zamanımız kısıtlı olduğu için çok duramadık. Keban ilçesi ve Keban Barajına gitmek üzere yola koyulduk. Oraya varmak da yaklaşık bir saat sürdü. Önce Çırçır Şelalesi dedikleri yerde bir restoranda balık yedik, daha sonra kalkıp Keban Barajı’nın ağzına gittik. Böyle devasa bir barajı da ilk defa görmüştüm doğrusu.
Burada da yeterince gezdikten sonra güneşin batışını izlemek üzere Harput’a çıktık. Güneşin batışını ve şehri tepeden izledikten sonra da eve geçtik.