Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar
İnsanların çıkarlarına ters düşen sözlerin söylenmesi, haksızlık yapana haksızlık yaptığının anlatılması, kişinin yüzüne kusurlarının, yanlışlarının söylenmesi hiçbir insanın hoşuna gitmez. Dolayısı ile bunu yapan kişi insanlar tarafından dışlanır ve herkes onu kendinden uzaklaştırmak ister ki menfaatlerine zarar gelmesin.
”Menfaat dünyası” diye bir tabir vardır. Maalesef artık çoğu insan bu düşünceyi benimsemiş ve kendisi de sadece çıkarını düşünür olmuştur. Böyle insanlar için hak yemek, zayıflara zulmetmek, yalan söylemek, çalıp çırpmak, yalakalık yapmak gayet olağandır. Şayet bir çıkar söz konusu ise bunları çekinmeden yaparlar. Ancak dünyanın tüm insanları böyle değildir. Bazı insanlar vardır ki, sadece menfaatleri peşinde koşmadıkları gibi, menfaatleri peşinde koşan, bunun için kötülük bile yapan insanları eleştirir, onlara doğruları anlatarak tavsiyelerde bulunurlar. Fakat insanların çok azı böyle insanları dikkate alır. Hatta büyük bir kesimi, bu adamın konuşmasına bile müsaade etmez veya gücü yetiyorsa ona zarar vermeye, uzaklaştırmaya, etkisiz hale getirmeye çalışır. Onun söylediği doğrular kimsenin işine gelmez. İslam’ın yayılmaya başlandığı ilk dönemlerde de bu durum fazlası ile yaşanmıştır. Güzel ahlak üzere gelen peygamberimiz; zinayı, içkiyi, kölelere zulmetmeyi ve daha birçok kötülüğü yasaklamıştır. Bunun için Allah’ın ayetlerini okumuş, kendisi de tavsiyelerde bulunmuştur. Fakat zevk ve sefa içinde olan, içkisiz duramayan, kölesini hor gören insanlar, peygamberimizi dışlamaya hatta canına bile kastetmeye çalışmışlardır. Zira peygamberimizin söyledikleri şeyler doğru şeylerdir ve o günün müşriklerinin çıkarlarına, menfaatlerine ters doğrulardır.Ancak ne olursa olsun, doğru olmaktan, doğruyu anlatmaktan vazgeçmemek gerek. Peygamber efendimiz nasıl ki yoğun bir çaba sonucunda tüm Mekke ve Medine halkını Müslüman yapıp doğru yola sevk edebildiyse; doğru söyleyeni ağırlayacak, ona hak verecek bir onuncu köy de bulunur. Zira insanlık kötüye gitse de, tamamen bitmiş değildir.
İnsanların çıkarlarına ters düşen sözlerin söylenmesi, haksızlık yapana haksızlık yaptığının anlatılması, kişinin yüzüne kusurlarının, yanlışlarının söylenmesi hiçbir insanın hoşuna gitmez. Dolayısı ile bunu yapan kişi insanlar tarafından dışlanır ve herkes onu kendinden uzaklaştırmak ister ki menfaatlerine zarar gelmesin.
”Menfaat dünyası” diye bir tabir vardır. Maalesef artık çoğu insan bu düşünceyi benimsemiş ve kendisi de sadece çıkarını düşünür olmuştur. Böyle insanlar için hak yemek, zayıflara zulmetmek, yalan söylemek, çalıp çırpmak, yalakalık yapmak gayet olağandır. Şayet bir çıkar söz konusu ise bunları çekinmeden yaparlar. Ancak dünyanın tüm insanları böyle değildir. Bazı insanlar vardır ki, sadece menfaatleri peşinde koşmadıkları gibi, menfaatleri peşinde koşan, bunun için kötülük bile yapan insanları eleştirir, onlara doğruları anlatarak tavsiyelerde bulunurlar. Fakat insanların çok azı böyle insanları dikkate alır. Hatta büyük bir kesimi, bu adamın konuşmasına bile müsaade etmez veya gücü yetiyorsa ona zarar vermeye, uzaklaştırmaya, etkisiz hale getirmeye çalışır. Onun söylediği doğrular kimsenin işine gelmez. İslam’ın yayılmaya başlandığı ilk dönemlerde de bu durum fazlası ile yaşanmıştır. Güzel ahlak üzere gelen peygamberimiz; zinayı, içkiyi, kölelere zulmetmeyi ve daha birçok kötülüğü yasaklamıştır. Bunun için Allah’ın ayetlerini okumuş, kendisi de tavsiyelerde bulunmuştur. Fakat zevk ve sefa içinde olan, içkisiz duramayan, kölesini hor gören insanlar, peygamberimizi dışlamaya hatta canına bile kastetmeye çalışmışlardır. Zira peygamberimizin söyledikleri şeyler doğru şeylerdir ve o günün müşriklerinin çıkarlarına, menfaatlerine ters doğrulardır.Ancak ne olursa olsun, doğru olmaktan, doğruyu anlatmaktan vazgeçmemek gerek. Peygamber efendimiz nasıl ki yoğun bir çaba sonucunda tüm Mekke ve Medine halkını Müslüman yapıp doğru yola sevk edebildiyse; doğru söyleyeni ağırlayacak, ona hak verecek bir onuncu köy de bulunur. Zira insanlık kötüye gitse de, tamamen bitmiş değildir.