Doğa Sevgisi
Doğanın güzelliğini ancak beton yığını şehirlerden uzaklaşıp dağlara, bayırlara, kırlara çıktığımız zaman görebilir, kıymetini o zaman anlayabiliriz. İnsan vücuduna en faydalı olan toprak ve bitki örtüsünden uzak kalmak, insanlarda çeşitli psikolojik rahatsızlıklar yaratmıştır. Aslında bu hastalıkların dermanını çok uzaklarda aramamak gerek.
İlkbaharın güzel bir gününde şöyle bir dağa çıkıp dağ havasını aldık mı belki de hiçbir şeyimiz kalmaz. Ciğerlerimiz o havayı teneffüs ettikçe bayram eder. Doğa kadar zengin ve cömert olan başka bir şey yoktur sanırım. Sahip olduklarının tümünü bizlerle paylaşır. Kıpkırmızı çiçeklerle bir halı olur önümüzde. Bazen beyaz sarı renkleri ile başımızda taç, bazen de en nazenin hali ile minnacık bir bebek. Doğanın kıymetini en çok da onu yaşamış ama sonradan terk etmiş olanlar bilir. Örneğin köyden kente göçen birinin doğadan ayrı kalması büyük bir yüktür onun için. Zaten onun için olsa gerek, kırsal kesimden şehirlere göçenlerin büyük bir kısmı doğadan tamamen ayrılamaz ve toprağın, ağacın olduğu kenar mahalle veya semtlere yerleşirler. Doğanın hayranları veya bağımlılarından birisi de benim sanırım. Yaşadığım şehirde balkonu dağları, ormanları görmeyen bir evde yaşamak işkence gibi gelirdi bana sanırım. sırf bu yüzden ev ararken dikkat ettiğim ilk husus buydu. Her gün doğaya, kıra bayıra çıkmasam da o dağların muhteşemliğini en azından balkonumdan, penceremden görmeli, onunla rahatlamalıydım. Nitekim de böyle oldu ve istediğim gibi bir ev sahibi oldum. Ancak tabii ki bu yeterli olmuyor. Ayda bir de olsa dağ kokusu almazsam dayanamıyorum. Çıkıp şöyle taşlı yollardan geçmek, ağaçları incelemek, çekirgelerle beraber zıplamak bambaşka bir şey. Ancak maalesef artık doğanın da eski tadı kalmadı.
Teknolojinin ve radyasyon yayan cihazların veya alıcıların çoğalması doğaya da zarar verdi. İnsanlar kentleşmek, betonlaşmak için ağaçları keser hale geldi. Eskiden bağlık bahçelik olan yerler şimdi beton duvarlarla örülü. Doğa hepimizin malı ve hepimizin ona ihtiyacı var. İnsanlar doğa ile haşir neşir olmadığı müddetçe bu stres, depresyon, bunalım halleri devam edecektir. Ey insanlar, dermanınızı antibiyotiklerde değil, doğada arayın. Orada size iyi gelecek her şey var.