At Ölür Meydan Kalır Yiğit Ölür Şan Kalır
Nasıl ki at öldüğünde onun koştuğu meydanlar; yiğit öldüğünde ise şanı şerefi kalıyor, kendisinden bahsedilmeye devam ediliyorsa; bu hayatta iyi ve faydalı işler başaranların, geride güzel eserler bırakanların da adı, sanı yaşamaya devam eder. Bedeni ölmüş olsa da, bıraktığı güzelliklerle herkesin gönlünde yaşamaya devam eder.
Bir insan, geride bıraktığı güzellikler kadar güzeldir. Sıradan canlılar gibi sadece doğup, yaşayıp sonra da ölmek, insana yakışan özellikler değildir. Her birey, gerek kendisi, gerek ailesi ve çocukları gerekse de devleti ve milleti için bir şeyler yapmalı, yaptığı şeylerin faydası ölümünden sonra bile görülmelidir. Tarihte öyle kişiler yaşamıştır ki ölümlerinden belki de binlerce yıl geçmesine rağmen, hala yaşıyorlarmış gibi anılır, konuşulurlar.
Bu hayatta dikili bir ağacımızın olması bile, insanların duasını almamızı sağlar. Düşünün ki bir adam dünyanın yaşam tarzını değiştiren elektriği bulmuştur. Böyle bir insanın manevi anlamda ölmesi mümkün müdür? Elbette değildir. Bu örneğin aksine hayvanlar gibi sadece yiyip içip ölen insanların ise sadece kemikleri kalmıştır yerin altında, Hem de kime ait olduğu bilinmeden. Her insan kendisinden sonra gelecek nesillere güzel eserler bırakma gayreti içinde olmalıdır. Günü kurtarma derdinde olanların büyük işler başarması mümkün değildir.
”at ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır; şan ölür, toprak kalır” sözünün anlamı nedir?