ÖZET
Hayatı Kısaca
27 Aralık 1907 tarihinde İstanbul’un Cihangir semtinde dünyaya gelmiştir. Türk şair olan Çelebi’nin asıl adı Mehmet Ali Asaf’tır. Dâhiliye Nezareti Şifre Kalemi Müdürü olan babası Mehmet Sait Halet Bey’dir. Soyadı kanunundan itibaren, Mevlana’ya duyduğu sevgi sebebiyle Çelebi soyadını almıştır. Galatasaray Lisesi’nde 8 yıl eğitim görmüştür. Kısa süre Fransa’da kalmıştır. Zabıt kâtipliği, milletvekilliği ve kütüphane memurluğu olarak görevlerde bulunmuştur. 15 Ekim 1958 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Eserleri
Lamelif (şiir, 1945), Molla Cami (şiir, 1940), He (şiir, 1942), Bütün Şiirleri (1998), Om Mani Padme Hum (şiir, 1953), Seçme Rubailer (şiir, 1945), Eşrefoğlu Divanı (şiir, 1945), Naima (monografi, 1953), Ömer Hayyam (şiir, 1954), Mevlana ve Mevlevilik (1957), Harikulade Masal (şiir, tercüme), Divan Şiirinde İstanbul (şiir, 1953), Konuşulan Fransızca (araştırma, 1940), Mevlana’nın Rubaileri (araştırma, 1939).
UZUN
Asaf Halet Çelebi Hayatı Uzun
Galatasaray Lisesi’nde 8 yıl eğitim görmüştür ve dini açıdan edebiyatla yakından ilgilenmiştir. Babası da her zaman edebiyatla ilgilenen bir adamdır ve Çelebi’ye Fransızca ve Farsça öğretmiştir. Bunun yanı sıra, Mevlevi Şeyhi Ahmet Remzi Dede ve Rauf Yekta bey de kendisine müzik dersleri vermiştir. Fransa’ya gitmiş ve kısa süre orada kalmıştır. Döndükten sonra Sanayi-i Nefise Mektebi’nde eğitimine devam etmiştir. Adliye Meslek Mektebi’nden mezun olmuştur.
Eğitimini bitirdikten sonra, Üsküdar Adliyesi Ceza Mahkemesi’nde zabıt kâtipliği yapmıştır. Osmanlı Bankası ve Devlet deniz Yolları İşletmesi’nde bir süre çalışmıştır. 1945’de dayısının kızı olan Nermin Çelebiler ile evlenmiştir. Evliliğinin sonucunda bir erkek çocuğu olmuştur. Oğlunun ismi Ömer Halet’tir. Varlıklı bir aileden gelmiştir ve yaşamına İstanbul Beylerbeyi’nde köşkünde devam etmiştir.
1946 yılı seçimlerinde, İstanbul’dan bağımsız milletvekili olarak adaylığını koymuştur ama seçimi kazanamamıştır. Uzun süre boyunca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi kütüphanesinde kütüphane memurluğu yapmıştır.
1938 ile 1941 yılları arasında çeşitli gazetelerde şiirleri yayımlanmıştır. Bu şiirlerinin temalarını masalsı ve tekerleme havasında tutmuştur. Soyut şiirin o dönemki tek temsilcisi olmuştur. Bu sebeple edebiyat çevresince oldukça dikkat çekip üne kavuşmuştur.
1940 yılından itibaren İslam tasavvufu kültüründen aldığı yeni biçimlerle şiirler yazmıştır. Bütün insanlık tarihinden ve her kültürden bilgilendirme sağlayan şiirleri kaleme almıştır. Bu dönemlerde yine haftalık çıkan Gün Gazetesinde yazılar yazmış ve eski dönemleri sert bir dille eleştirmiştir. Bir dönem sonra Hint edebiyatına yönelmiştir. 15 Ekim 1958 yılında İstanbul’da hayata veda etmiştir.
Edebi Kişiliği
Ses, anlam ve düşünce anlamında kültürler arası nitelikte şiirler yazmıştır. Türk şiirinde, modern gelenekçiliğin temsilcisi haline gelmiştir. İlk zamanlar şiirlerinde dinlerden ve toplumsal olaylardan ziyade kültürlerden ve farklılıklarından bahsetmiştir. Şiirin soyutluğunun soyut dünya yarattığına inanmıştır. Kendisinden sonrakileri, soyut şiir anlamında etkilemiştir. Türk edebiyatının yanında Hint ve Fars edebiyatları üzerine çalışmıştır ve bu çalışmalarını çeşitli gazete dergilerde yayımlamıştır.