Metin türlerinden birisi olan ”Anı” yazısı örneklerini sizler için oluşturduk. Aşağıda verdiğimiz tüm anı örnekleri, tamamen tarafımızca oluşturulmuş özgün anı örnekleridir. Başka sitede yayınlanmış değildir yahut yayınlanmışsa bile izinsiz yayınlanmıştır.
Bazı öğrenciler kısa anı örneklerini tercih ederken, bazıları da uzun anı örnekleri istemektedir. Bizler de, her iki isteğe de cevap vermiş olmak için hem kısa anı örnekleri hem de uzun anı örnekleri sunmayı uygun gördük. Dilerseniz anı örneklerine geçmeden önce anı metin türünün ne olduğu ile ilgili çok kısa bilgi verelim:
Anı Nedir?
İnsanların, geçmişte yaşadığı veya bizzat şahit olduğu önemli olayları, aradan bir süre geçtikten sonra anlattığı veya kaleme aldığı metin türüne anı denir. Anı; ayı zamanda ”hatıra” veya ”hatırat” olarak da bilinmekte ve çoğu defa bu isimlerle anılmaktadır.
Anı Örnekleri
Anı Örneği 1 Yufka Yüreğim
Bir bayram sabahıydı. Yaşım 11-12 ya vardı ya yoktu. Her zamanki gibi en güzel elbiselerimizi giymiş, harçlıklarımızı almış, kendimizi caddelere, sokaklara atmıştık. Yanımda iki arkadaşım daha vardı. Sokakta dolanırken, birisi sınıf arkadaşım olan iki kardeşle karşılaştık. Kendimizce bayramlaştıktan sonra harçlıklarımızdan bahsetmeye başladık.
Bu iki kardeşin ailesi son derece yoksuldu. Bizim de durumumuz pek iyi değildi aslında; fakat harçlıklarımızı kıyaslayınca çok kötü oldum. O zamanki parayı hatırlamıyorum; ama atıyorum, benim 10 liram varsa, bu iki kardeşin her birinde 1 lira vardı. O an, çocuk olmama rağmen içim burkuldu. Çıkardım harçlığımı, onlarında harçlığı benimkisiyle eşit olacak şekilde onlara verdim. Sadece bayramlarda sahip olduğu harçlığı başkasına vermek, bir çocuk için hiç de kolay değildir aslında. ama o zaman bambaşka duygular yaşamıştım.
Aradan çok uzun yıllar geçtikten, yani ben 27-28 yaşlarıma geldikten sonra, o zaman yanımda olan bir arkadaşım meseli hatırlattı. ”O zaman, senin o hareketinden ne kadar çok etkilenmiştim.” dedi. Bu sözü duyunca ben de çok etkilendim doğrusu. Yaptığım güzel bir davranışın takdir edilmesi ve uzun yıllar hatırlanması beni onurlandırmıştı.
-SON-
Anı Örneği 2 İlk Spor Ayakkabım
Köy çocukları iyi bilirler, hele de eskiler. Çocukluğumda, bana da diğer tüm çocuklar gibi, sadece kara lastik ayakkabılar alınırdı. Hatta bu ayakkabıların da iki numara büyüğü alınır, böylece 4-5 yıl o ayakkabıyı giymemiz sağlanırdı. Doğrusu hasrettik spor ayakkabılara. Ancak televizyonlardan görür, ”Ahh, acaba bizim de olur mu bir gün?” diye iç geçirirdik.
İlkokul 4. sınıf öğrencisiydim. Babam o zamanlar İstanbul’a gider, dört beş ay kadar çalışır sonra bir süreliğine dönerdi. Bu dönüşlerden birinde bana sonsuz bir mutluluk yaşatmıştı. Gelen hediyelerden birisi de beyaz bir spor ayakkabıydı. O günkü mutluluğumu, belki de ömrüm boyunca hiç yaşamadım. Hatta öylesine abartmıştım ki ilk gece spor ayakkabımı giyip öyle uyumuştum. Sonraki gün, hemen sokağa fırlamış, kim var kim yok ayakkabımı göstermek için can atıyordum. Sanki memleketin en yakışıklı, en karizmatik erkeği benmişim gibi…
Sonrasında ne mi oldu? Bir ay sonra ayakkabıda hal kalmadı, yanlardan atmaya başladı. Anladım ki spor ayakkabı, biz dağ taş gezen köy çocukları için uygun değilmiş. Kara lastik ayakkabılarımıza tekrar döndük ve uzun yıllar mutlu mesut yaşadık onlarla.
-SON-
Anı Örneği 3 Okula Başladığım İlk Gün
İlkokula başladığım ilk günü daha dünmüş gibi hatırlıyorum. O zaman köyde yaşıyorduk ve köyümüzde ana sınıfı bulunmadığından dolayı direkt ilkokul birinci sınıftan başlıyorduk. Beni de okula kaydettirmişlerdi; ancak nedense okuldan çok korkuyordum. Çoğu çocuğun yaşadığı okul heyecanının bendeki hali daha çok korku idi.
Annem, beni hazırlamış, ilk günüm için beni okula kadar götürme zahmetinde bulunmuştu. Zaten okul ile evimiz arasında 100 metre ya var ya yoktu. Annem bıraktı okula, ancak o eve döner dönmez, çantamı kaptığım gibi eve geri döndüm. Bir ton azardan sonra okula geri getirildim. Sonra tekrar kaçtım, yine geri getirildim. Bu durum böyle devam edemezdi elbet. O zamanlar annenin gelip sınıfta beklemesi gibi bir durum da yoktu. Annem işi öğretmene bıraktı. Öğretmen bir güzel azarlayınca, bir daha okuldan kaçma cesareti gösteremedim.
Sonrasında, okulun ne kadar güzel ve eğlenceli bir yer olduğunu anladım tabii. Hatta belli bir süre sonra, okula gitmemem gereken zamanlarda bile evden okula kaçtım. Büyüdüm, öğretmen oldum, hala okuldayım, hala okuldayım.
-SON-
Anı Örnekleri 4 (Kısa Anı Örneği – Çocukluğumda Yaşadığım Bir Anı)
BEKÇİ YILAN
Henüz ilkokul 4. sınıf öğrencisiydim. İki kuzenimle beraber bahçeden eve dönerken, yol üzerindeki mezarlığa uğrayıp anneannemize bir Fatiha okuyalım dedik.
Mezarlığa girip anneannemizin mezarının başına geçtik. Üçümüz de mezarın önünde diz çöküp ellerimizi açtık ve duamızı okumaya başladık. Mezarın kenarlarında bir yığın kurumuş ot vardı. Bir anda o otlardan bir çıtırtı sesi duyduk. Rengi kıpkırmızı olan kocaman bir yılan, otların arasından başını kaldırıp yüzümüze odaklandı. Üçümüz de okuduğumuz duaları unutmuş, dona kalmıştık. Önce kim kaçtı bilmiyorum; ama o kadar hızlı kaçtık ki kaçarken hepimizin, ayak topuklarımızı popomuza vura vura kaçtığını çok iyi hatırlıyorum.
O günden sonra mezarlığa girmeye tövbe ettik. Ne zaman bahçeye gitsek veya bahçeden eve dönsek, duamızı uzaktan okur geçerdik.
-SON-
Anı Örnekleri 5 (Hayatımda Yaşadığım En İlginç Anı)
ÜÇ HARFLİLER
Sıcak bir yaz gecesiydi. Neredeyse bütün gecelerde olduğu gibi o gece de köyün neredeyse bütün çocukları toplanmış, saklambaç oynamaya karar vermiştim. O gece tüm şansızlığım üzerimdeydi. Ebe seçiminde ihale bana kaldı ve ebe oldum. Çam ağacından yapılmış bir elektrik direğine alnımı dayayıp saymaya başladım. Saymaca bitince herkes çoktan saklanmıştı.
Ne hikmetse kimseyi bulamadım; yakındaki bir harabeye saklanmış olabilirler düşüncesi ile harabeye doğru yürüdüm. Harabeye girince, o zifiri karanlıkta parlayan iki ateş kırmızısı gözden başka bir şey görmedim. Birisinin şakası mı diye düşündüm; fakat sobeleme yerine gidince, tüm çocukların orada olduğuna şahit oldum. Gece boyunca, hatta ömrüm boyunca orada gördüğüm şeyin ne olduğunu düşündüm; ama şimdiye kadar bir cevap bulamadım.
-SON-
Anı Örnekleri 6 (Çocukluk Anıları)
AKREPLE OYNAYAN KARDEŞİM
Haziran ayının bunaltıcı günlerinden birisiydi. Tarlada hasada gelmiş olan mercimekleri biçiyorduk. Ben de pek büyük sayılmazdım; ama kardeşim henüz 2-3 yaşlarındaydı. Bizler kendimizi kaptırmış, orakları sallarken, kardeşimin yerdeki bir şeyle oynadığını ve onunla konuşmaya çalıştığını fark ettik.
Merak edip yanına gittik ve şok olduk. Oynadığı şey, altın sarısı kocaman bir akrepti. Kuyruğunu dikmiş, kardeşimle cebelleşiyordu. dik kuyruğu gören kardeşim, onu bir kediye benzetmiş, ”pisi pisi” diye sayıklıyordu. Onun bir pisi olmadığını anlatmak çok zor oldu; ama çok şükür kardeşim bir akrep tarafından sokulmadığı için hepimiz derin bir oh çekmiştik.
-SON-
Anı Yazarken Nelere Dikkat Edilmeli
Bir anı metni yazarken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlara dikkat edilmesi, anıyı okuyan kişinin bu anıdan zevk almasını sağlar. anı yazarken şunlara dikkat edilmelidir:
- – İnsanların ilgisini çekecek önemli olaylar anlatılmalıdır.
- – Anı, hangi zamanda anlatılacaksa, metin boyunca o zaman kullanılmalıdır. Örneğin bir cümlede geniş zaman, diğerinde geçmiş zaman, başkasında şimdiki zaman kullanırsanız, büyük bir kopukluk oluşur.
- – Anı yazılırken, tarih verilmelidir.
- – Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinde dikkat edilmelidir.
- -Sonu güzel bir şekilde bağlanmalıdır.
-SON-
Anı Örnekleri – Hatıra Örnekleri isimli konumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Sizlerde dilerseniz Anı Örnekleri – Hatıra Örnekleri isimli konumuza kendi düşüncelerinizi yorumlar bölümünden paylaşabilirsiniz.