Alexandre Dumas Kimdir Hayatı ve Eserleri Kısaca

ÖZET
Kısa Hayatı
Dumas Davy de la Pailleterie, 1802’de Fransa’daki Picardie bölgesinin Aisne ilinde doğmuştur. Marie-Alexandrine isimli bir kız kardeşi vardır. Annesi Marie-Louise Elisabeth Labouret bir hancının kızıdır ve babası da Thomas-Alexandre Dumas’dır. Babası savaş sırasında esir düştüğünde sağlığı oldukça kötüleşmiştir ve Dumas doğduğunda oldukça harap haldedir. Alexandre Dumas dört yaşındayken babası kanserden ölmüştür. Dul kalan annesi oğluna iyi bir eğitim sağlayamamıştır ve elit bir okuldan gelen teklifi ücretinden dolayı kabul edememiştir. Buna rağmen Dumas, okuyabileceği kadar okumuştur ve kendi kendine İspanyolca öğrenmiştir. Babasının Devrim Savaşları’nda gösterdiği kahramanlığı dinlerken, hayal gücü oldukça gelişmiştir. Fakir olmalarına rağmen babasının itibarını ve değerli rütbesini korumuştur. Monarşinin yeniden kuruluşunun ardından 1822’de 20 yaşında Paris’e taşınmıştır. Palais-Royal’de Louis-Philippe’nin makamında görev almıştır.
Eserleri

III. Henri ve sarayı(1829), Napoleon Bonaoarte(1831), Üç Silahşörler(1844), Son Şövalye, Monte Kristo Kontu(1845), Demir Maske(1848), Siyah Lale(1850), Anılar(1852-54)
UZUN
Alexandre Dumas Hayatı Uzun

Dumas, 1 Şubat 1840’da aktris Ida Ferrier (doğum adı Margyerite-Josephine Ferrand) ile evlenmiştir. Başka kadınlarla da birliktelik yaşamıştır ve bu ilişkilerinden bilinen dört çocuğu vardır.  Dumas, Louis-Philippe için çalışırken anı zamanda tiyatro oyunu ve dergi için makaleler yazmıştır. Yetişkin olduğunda babasının da onun yaşındayken yaptığı gibi kölelik yapmıştır ve büyükannesinin soyadını almıştır. İlk tiyatro oyunu Henri III et sa Cour 1829’da sahnelenmiştir ve çok beğenilmiştir. Sonraki ikinci oyunu Christine de aynı derecede beğenilmiştir. Bu başarılar sayesinde tam zamanlı yazarlık yapmaya başlamıştır.
1830’da X. Charles’ı devirip yerine tahta Orléans Dükü’nü geçiren devrime katılmıştır. Dumas’ın eski işvereni Louis-Philippe ülkeyi yönetmeye başlamıştır. Bu yüzden 1830’ların sonuna kadar Fransa’da huzursuzluk hâkim olmuştur. Ülke yavaş yavaş düzelirken sanayileşme başlamıştır. Gelişen ekonomiyle Dumas’ın yazarlığı birçok kez ödüllendirilmiştir.
Başarılı olan birkaç tiyatro oyunundan sonra Dumas roma yazmaya karar vermiştir. Savurgan biridir ve her zaman kazandığından fazla harcamıştır. Buna rağmen zeki bir pazarlamacı olduğunu kanıtlamıştır.
Personel kadrosunu yazarların oluşturduğu bir yapım stüdyosu açmıştır ve buradan yüzlerce hikâye ortaya çıkmıştır. Bu hikâyeleri kurgulamış ve eklemeler yapmıştır.  Birkaç arkadaşının yardımıyla Avrupa tarihinden ünlü suçlar ve suçlular hakkında Les crimes adındaki sekiz ciltlik eserini tamamlamıştır. Bu romanda idam edilen insanlara ve güncel olaylara yer verilmiştir. Dumas Aralık 1870’de ölmüştür ve doğduğu yer Aisne ilindeki Villers-Cotteres’te gömülmüştür. Fransa’ya verdiği eserlerden dolayı saygıyla anılmış ve öldükten sonra bile hatırlanmıştır.

 

Edebi Kişiliği

Romanlarında maceracı bir dil kullanmıştır. Dumas’ın pek çok asistanı bilinmektedir ve asistanlarıyla birlikte romanları yazdığı konuşulmaktadır. Asistanlarından Auguste Maquet’in, Üç Silahşörlerin tasarımı ve genel taslağını yaptığı ve bunun için dava açıp kazanamadığı bilinmektedir. Dumas gezi kitapları da yazmıştır. Gezdiği gördüğü deneyimlerini paylaşmıştır. Afrika kökenli olmasından dolayı kendisine aşağılayıcı sözler söyleyen bir adama verdiği cevabı meşhur olmuştur. O sözler: “Babam zenci bir melezdi, dedem bir zenciydi. Büyük dedemse bir maymundu. Görüyorsunuz ya efendim, sizinkinin bittiği yerde benim ailem başlıyor.”

Yorum yapın