Ahmet Hikmet Müftüoğlu Kimdir Hayatı ve Eserleri Kısaca

ÖZET
Hayatı Kısaca

3 Haziran 1870 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açmıştır. Babası şair olan Yahya Sezai Efendi’dir. Ailesi o döneme ait ulema sınıfındandır. Babasını küçük yaşta kaybetmiştir ve ağabeyi tarafından büyütülmüştür. İlk eğitimini Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi’nde almıştır daha sonrasında, Galatasaray Sultanisi’ne devam etmiştir. Öğrenim hayatında Tevfik Fikret ile tanışmıştır. Bu dönem edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır ve ilk eserini lisedeyken yazmıştır (Leyla Yahut Bir Mecnun’un İntikamı). Öğretmenlik yapmıştır. Çeviri eserleri mevcuttur. 1927 yılında İstanbul’da karaciğer kanseri sebebiyle hayata veda etmiştir ve Maçka Mezarlığına defnedilmiştir.
Eserleri
Çağlayanlar, Gönül Hanım, Haristan ve Gülistan, Leyla Yahut Bir Mecnunun İntikamı, Bir Tesadüf, Beliren Simalar, Bir Safha-i Kalb, Bir Damla Kan, Alparslan, Silinmiş Çehreler, Patates, Tuvalet Yahud Letafet-i Aza (tercüme) , Bir Riyazinin Muaşakası Yahud Kamil (tercüme).
 
UZUN

Ahmet Hikmet Müftüoğlu Hayatı Uzun

Edebiyata olan merakı lise yıllarında başlamıştır. İlk eserini bu yıllarda verdikten sonra, 1888 yılında eğitimini tamamlamıştır. Bundan sonra Hariciye Nezareti’nde çalışmıştır. Burada çalıştığı aynı zamanda Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik de yapmıştır.
Bir dönem İstanbul’dan uzaklaşmıştır. Yunanistan ve Kafkasya’da bulunmuştur. Buralarda bulunma sebepleri ise, şehbenliklere vekalet etmek amacındadır. 1896 yılında İstanbul’a geri dönmüştür ve aynı işine devam etmiştir.
Edebiyata ilgisini çevirilerle sürdürmüştür. Patates ve Tuvalet Yahut Letafet-i Aza adlı iki eseri Fransızcadan Türkçe ’ye kazandırmıştır. 1896 yılında Servet-i Fünun topluluğuna katılmıştır. Bu dönemde dergilerde yayınlanan eserlerini iki ayrı başlıkta toplamıştır (Haristan ve Gülistan).
1898 ile 1908 yılları arasında Galatasaray Sultanisi’nde dersler vererek öğretmenlik yapmıştır. Diğer görevine de devam eden Müftüoğlu, Ahmet Haşim’in öğretmenliğini de yapmıştır.
II. Meşrutiyet ilanı döneminde görevinden bir süre uzaklaşmıştır. Bu dönemde Ticaret ve Ziraat Nezareti’nde işe girmiştir fakat kısa sürede bu işi bırakarak Hariciye Nezareti’ne dönmüştür. Öğretmenliği ise çalıştığı yere Tevfik Fikret müdür olduğunda sonlanmıştır. Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenliği bırakmasının ardından, Darülfunun’da Fransız edebiyatı ve Alman edebiyatı öğretmenlikleri yapmıştır. Bu dönemdeki eserleri diğer dönemdeki eserlerine göre oldukça farklılık göstermiştir. Özellikle dil konusunda büyük değişimler görülmektedir.
Bu zamandan itibaren Türkçülük hareketini özümsemiştir. Bu yüzden 1908 yılında Dürk Derneği’ni, 1911 yılında ise Türk Yurdu Derneği’ni kurmuştur. Bu dönemde verdiği eserleri, daha sade bir dille yazılmış ve karmaşıklıktan uzaktır ve bu eserleri Çağlayanlar kitabında bir araya toplamıştır.
1927 yılında karaciğer kanseri olmuş ve hayata gözlerini yummuştur.
Edebi Kişiliği
Serveti Fünun döneminde yayınladığı eserlerinde oldukça karmaşık ve süslü bir dil kullanmıştır ve eserleri anlaşılmaz konumdadır. Sonrasında Türkçülük ve Yeni Lisan akımına dahil olarak dilini büyük ölçüde sadeleştirmiştir. Bu zamandan itibaren dili en iyi şekilde kullanmıştır.  II. Meşrutiyet sonrası, o zamanın gereğinin dışına çıkamayarak Milli Edebiyat akımına uymuştur. Milli duyguları güçlü yazarlarımızdandır.

Yorum yapın